Yarın Osmaniye’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yılını kutlayacağız. Bu vesileyle, vatanımızı özgürlüğüne kavuşturmak için canını ortaya koyan tüm kahramanlarımızı rahmetle ve minnetle anıyorum. Onların fedakarlığı sayesinde bugün özgür bir ülkede yaşıyoruz.
Dün sosyal medyada, belediye başkanımızın at üstünde çekilmiş bir videosuna denk geldim.
İzlerken istemsizce yüzümde bir tebessüm belirdi. Malum, siyasetçilerin fiziksel olarak ata binme, zıplama ya da koşma gibi aktivitelere pek de yatkın olmadığını düşünürüz genelde.
Ama bizim başkan bu algıyı tamamen yıkıyor. Göreve geldiğinden bu yana doğa yürüyüşleri, tırmanışlar, Karaçay’a dalış derken şimdi de at binmeye el atmış.
Anadolu’da güzel bir atasözü vardır: “Kısmet ata binmiş, ya nasip demiş” derler. Belki de başkanımız bu ata binme sembolizmini, Osmaniye’ye daha yukarıdan bakabilmek için bir fırsata dönüştürmüştür.
Umarım bu “yukarıdan bakış” sayesinde kentimizin sorunlarını biraz daha net görebilir.
Tabii, yapılan işleri görmezden gelemeyiz. Yeni asfalt yollar için emeği geçenlere teşekkür ederiz. Ancak Osmaniye’nin hala çözüm bekleyen pek çok sorunu var.
Farklı mahallelerdeki kanalizasyon ve içme suyu sıkıntılarından tutun da park yeri yetersizliğine ve depremden bu yana yıkılmayı bekleyen binalara kadar birçok mesele var.
Hep beraber “ya nasip” demekten başka çaremiz yok gibi görünüyor.
Unutmayalım ki güzel işler, iyi niyetle başlar ama kararlılıkla tamamlanır.
Osmaniye’nin hak ettiği seviyeye gelmesi için hepimizin sorumluluk alması gerekiyor. Umarım bu kurtuluş gününde, kahramanlarımızın bıraktığı emanete daha sıkı sahip çıkmamız gerektiğini bir kez daha hatırlarız.