Geçenlerde, usta tiyatrocu Ferhan Şensoy’un unutulmaz filmi “Pardon” aklıma geldi. Tekrar izlemek istedim…
Filmin adalet sistemine yaptığı dokundurmalar bir yana, üstadın yağmur altında sigara içmeye çalıştığı sahnede çalan Aldırma Gönül şarkısı, o anı daha da etkileyici kıldı.
Bu iki kelime, Sabahattin Ali’nin ölümsüz dizelerinin başlığı…
Hapishane günlerinde kaleme aldığı bu şiir, yıllar içinde bir marşa dönüştü adeta.
Dönemin baskılarına, adaletsizliklere ve zulme karşı bir başkaldırı oldu. Ve bu başkaldırıya en güçlü sesi verenlerden biri de kuşkusuz Edip Akbayram’dı.
Onun sesiyle hayat bulan Aldırma Gönül, bir şarkının ötesinde, umudun, direnişin ve vazgeçmemenin simgesi haline geldi.
Edip Akbayram’ın müziği, hep bu toprakların sesi oldu.
Şarkıları, kimi zaman bir isyanın, kimi zaman bir özlemin, kimi zaman da bir sevdanın yankısıydı.
Cüneyt Arkın’ın başyapıtlarından Yarınsız Adam filminin finalinde çalan Aldırma Gönül, “Kurşun ata ata biter, yollar gide gide biter” derken, Osmaniye’de çekilen sinema tarihimizin unutulmaz filmlerinden Selvi Boylum Al Yazmalımda İlyas’ın çok sevdiği arkadaşı kamyonun adı olarak karşımıza çıkar.
Tıpkı bir anonim türkü gibi… “Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz” diyerek zalimlerin, emek hırsızlarının, güçlünün yanında saf tutanların sonsuza kadar hüküm süremeyeceğini hatırlatır.
Onun şarkılarında yalnızca direniş yoktu, umut da vardı.
Nazım Hikmet’in dizelerinde umut olur, “Çocuklar İnanın, Güzel Günler Göreceğiz” diyerek geleceğe ışık tutar, Şanlı Beşiktaşımın en güzel tezahüratıdır…
Memleket sevgisine bürünür, “İlle de memleket” diye haykırır.
İşte bu eşsiz şarkılarla, türkülere kattığı o derin ve duygulu yorumlarını bize bırakarak aramızdan ayrıldı Edip Akbayram.
Ancak sanat ölümsüzdür, hele ki halkın içinden çıkmışsa, dilden dile dolaşıyorsa…
Devirler değişir, isimler unutulur ama bazı sesler hep kalır.
Kendisinin de dediği gibi; ne başbakanlar, ne bakanlar, ne milletvekilleri gelip geçti…
Ancak türküler hâlâ ayakta!