Ana Sayfa Haberler Tiroid Hastalıklarına Dikkat

Tiroid Hastalıklarına Dikkat

12
0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber

Boynun ön kısmında, gırtlağın hemen altında yer alan ve kelebek şeklinde bir bez olan tiroid, vücudun metabolizmasını, büyümesini ve gelişmesini düzenleyen hormonlar üretiyor.

Tiroid hastalıklarının özellikle kadınları daha sık etkilediğine dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Uğur Emre, “Tiroid hastalıklarının çoğunda genetik faktörlerin etkisi güçlü olmamakla birlikte, ailesinde tiroid hastalığı öyküsü olanlar, 40 yaş üzeri kişiler ve bağışıklık sistemi rahatsızlıkları bulunan bireylerde bu hastalıklara daha sık rastlanıyor” dedi.

Tiroid hastalığının türüne göre belirtilerin de farklılık gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Emre, “Tiroid bezinin aşırı çalışması (hipertiroidi); çarpıntı, aşırı terleme, sıcak basması, anksiyete, uyku bozuklukları, titreme, adet düzensizlikleri ve hızlı bağırsak hareketleri (ishal) gibi semptomlara yol açabilir.

Buna karşılık, tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidi) ise kilo artışı, halsizlik, depresyon, cilt kuruluğu, kabızlık ve ses kısıklığı gibi şikâyetlerle kendini gösterebilir.

Ayrıca, tiroid bezinin iltihaplanması boyun ağrısı veya hassasiyetine neden olurken; nodül veya guatr varlığında boyunda şişlik, nefes darlığı, yutma güçlüğü, ses değişikliği ve ağrı gibi belirtiler görülebilir” diye konuştu.

Tiroid rahatsızlıklarının çoğunda cerrahi müdahaleye gerek olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Emre, şu bilgileri paylaştı: “Tiroid kanseri şüphesi veya biyopsiyle doğrulanmış kanser vakalarında, tiroid bezinin tamamı ya da bir kısmı alınabilir.

Bunun yanı sıra, büyük ve semptomatik guatr, Graves hastalığı ya da toksik nodüler hastalık gibi hipertiroidiye yol açan durumlarda da cerrahi yöntemlere başvurulabilir.

Cerrahi tedavinin kapsamı, hastalığın türüne, yaygınlığına ve durumun ciddiyetine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.”

Tiroid cerrahisinin ardından bazı komplikasyonların ortaya çıkabileceğini belirten Prof. Dr. Emre, “Tecrübeli bir cerrah ve sinir monitörizasyon sistemlerinin kullanımı, ses kısıklığına neden olabilecek sinir hasarı riskini önemli ölçüde azaltabilir.

Ancak daha önce tiroid cerrahisi geçirmiş hastalarda, yeniden bir operasyon gerektiğinde ses kısıklığı riski daha yüksek olabilir” dedi.

Cerrahi sırasında ve sonrasında en sık görülen komplikasyonların kanama, ses kısıklığı ve kalsiyum düşüklüğü olduğunu aktaran Prof. Dr. Emre, şunları söyledi: “Kalsiyum düşüklüğü, vücuttaki kalsiyum seviyelerini kontrol eden paratiroid bezlerin cerrahi sırasında etkilenmesinden kaynaklanabilir.

Ayrıca, tiroid bezine yakın sinirlerin zarar görmesi de geçici ya da kalıcı ses kısıklığına yol açabilir.

Ancak bu durum genellikle 6 ay içinde normale döner. Operasyon sonrası kalsiyum düşüklüğüne bağlı bazı şikâyetler ise genellikle kalsiyum takviyeleri ve aktif D vitamini ile düzeltilebilir.”

Tiroid cerrahisi öncesinde özel bir hazırlığa gerek olmadığını belirten Prof. Dr. Emre, operasyon sonrasındaki süreçle ilgili şu tavsiyelerde bulundu: “Ameliyattan sonraki 10 gün içinde hastalar günlük işlerini yapabilir hale gelir.

Ancak yara yerinde iz oluşumunu azaltmak için doğrudan güneş ışığından kaçınılması gerekir.

İşlemden yaklaşık 6-8 hafta sonra kan tahlilleri normale dönmüşse, boyun hareketlerini artırmak için egzersizlere başlanabilir.

Ayrıca ilerleyen dönemde hastaların yıllık olarak ultrason ve kan testleriyle takip edilmesi önemlidir.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz