Kan vermek orucu bozar mı, oruçluyken kan almanın hükmü nedir? Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda ne diyor? Peki, hacamat yaptırmak orucu bozar mı? Tahlil için kan vermek orucu etkiler mi? Hanefi ve Şafii mezheplerine göre kan vermek ya da vücuttan kan çıkması oruca engel midir? El, parmak ya da kol kanaması gibi durumlar orucu bozar mı? Kan vermek, kan almak veya kanama durumlarının oruç üzerindeki etkilerine dair tüm merak edilenler haberin detayında…

Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte, oruç ibadetini yerine getirecek Müslümanlar arasında “Kan vermek orucu bozar mı?” sorusu sıkça gündeme geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarına göre, oruçlu bir kişinin kan vermesi orucu bozmuyor. Bunun temel nedeni, kan vermenin vücuda herhangi bir besin ya da enerji sağlamaması. Ancak, özellikle fazla miktarda kan vermek, kişinin halsiz düşmesine veya güç kaybına yol açabileceği için iftar sonrası yapılması tavsiye ediliyor. Kan verme işlemi, kişinin sağlığını etkilemeyecek şekilde yapılabiliyorsa, oruçlu iken de gerçekleştirilebiliyor. Özellikle tıbbi zorunluluklar söz konusuysa, bu durum oruçlu kişi için bir engel teşkil etmiyor.Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarına göre, kan almak beslenme veya enerji sağlama amacı taşıdığı için orucu bozuyor. Özellikle kan nakli, plazma tedavisi veya serum yoluyla kan alınması gibi işlemler, vücuda besin değeri kazandırdığı kabul edildiğinden orucu geçersiz kılıyor.

Bu tür işlemlerde oruç bozulduğu için, kişinin o günkü orucunu sonradan kaza etmesi gerekiyor. Ancak, tıbbi bir zorunluluk nedeniyle kan almak gerekiyorsa, bu durumda kişi orucunu bozabilir ve sonrasında kaza edebilir. İslam âlimleri, böyle durumlarda sağlığın öncelikli olduğunu vurguluyor.Hacamat yaptırmak, yani vücuttan tedavi amacıyla kan aldırmak, İslam tarihinde tartışmalı bir konu olmuştur. Bu konuda iki farklı hadis bulunmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.), “Hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulur” (Ebû Dâvûd, Savm, 28) şeklinde buyurmuştur. Ancak, başka bir rivayette Hz. Muhammed’in (s.a.v.) oruçlu iken hacamat yaptırdığı da belirtilmiştir (Buhârî, Savm, 32).Bu iki hadisi bir arada değerlendiren İslam âlimleri, genellikle şu sonuca varmışlardır: Hacamat yapan kişinin orucu, kanın ağız yoluyla vücuda alınması gibi durumlar olmadığı sürece bozulmaz. Ancak, hacamat işlemi sırasında kişi yoğun kan kaybına uğrayabilir ve bu durum güçsüzlük hissine yol açabilir. Bu nedenle, hacamatın iftar sonrasında yapılması öneriliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı da bu görüşü desteklemekte ve hacamat yaptırmanın orucu bozmadığını ifade etmektedir. Fakat bu işlemi yaptıracak kişinin fiziksel durumunu göz önünde bulundurması önemlidir. Eğer hacamat, kişinin sağlığını etkileyebilecek kadar zayıf düşmesine yol açıyorsa, oruç sonrasında yapılması daha uygun görülüyor.Tahlil amacıyla kan vermek, orucu bozmayan işlemler arasında yer alıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarına göre, laboratuvar tahlilleri için genellikle birkaç tüp kan alınıyor ve bu işlem sırasında vücuttan alınan kanın beslenme veya enerji sağlama gibi bir amacı bulunmuyor. Bu nedenle, tahlil için kan vermek orucu bozmuyor.
Ancak kişinin kan verme işlemi sonrasında kendini halsiz veya güçsüz hissetmesi ihtimali varsa, sağlık açısından bu işlemi iftar sonrasında yaptırması öneriliyor. Özellikle sürekli takip gerektiren sağlık durumlarında veya doktorun belirttiği bir zorunluluk halinde, kişinin kan vermesi oruç ibadetine engel teşkil etmiyor.Hanefi mezhebine göre, kan vermek orucu bozmuyor. Bu görüşün dayanağı, kan verme işlemi sırasında vücuda herhangi bir besin ya da enerji sağlayıcı madde girmemesidir. Ancak bu durum, kişinin sağlığını etkileyebilecek miktarda kan kaybetmediği sürece geçerli sayılıyor.
Özellikle yoğun miktarda kan vermek, kişinin zayıf düşmesine ve oruç sırasında fiziksel zorlanma yaşamasına neden olabilir. Bu nedenle, Hanefi mezhebinde âlimler, kan verme işleminin iftar sonrasında yapılmasını tavsiye ediyor. Kan bağışı veya tedavi amacıyla kan verme zorunlu bir ihtiyaç haline geldiyse, kişinin orucunu tutmaya devam etmesi ya da işlemi ertelemesi tamamen kişinin fiziksel dayanıklılığına bağlıdır.Vücuttan dışarıya çıkan kan, örneğin bir yerin kanaması, burun kanaması veya bir yaralanma sonucu oluşan kanama gibi durumlar, orucu bozmaz. Bunun temel nedeni, bu tür kanamaların vücuda herhangi bir besin veya enerji sağlamamasıdır. Ancak bu durumda dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta vardır: Kanın ağız yoluyla vücuda alınmaması. Örneğin, ağızda oluşan bir yaradan kaynaklanan kanın yutulması, orucu bozabilir. Bu nedenle, bu tür durumlarda ağız ve çevresinin dikkatlice temizlenmesi öneriliyor.
Ayrıca yoğun kan kaybı gibi sağlık durumlarında, kişinin oruç tutmaya devam edip edemeyeceği sağlık durumu gözetilerek değerlendirilmelidir. Kan kaybı, kişinin zayıf düşmesine veya halsiz hissetmesine neden oluyorsa, orucun bozulması ve sonrasında kaza edilmesi gerekebilir.Şafii mezhebine göre, kan vermek orucu bozmaz. Bu mezhep, kan verme işlemi sırasında vücuda herhangi bir besin veya enerji sağlayıcı madde girmediği sürece orucun bozulmadığı görüşüne sahiptir. Ancak Şafii âlimleri, kişinin sağlık durumunun etkilenmemesi adına, kan verme işlemini mümkünse iftar sonrasına ertelemesini tavsiye ediyor.

Özellikle yoğun kan verme işlemleri sırasında kişi güç kaybı yaşayabilir. Bu durum, oruç sırasında zayıf düşmeye ve ibadetin zorlaşmasına neden olabilir. Dolayısıyla, bu tür işlemleri iftar sonrasında gerçekleştirmek daha uygun bir tercih olabilir.Elin kanaması, oruç ibadetini etkileyen bir durum olarak kabul edilmiyor. Vücuttan dışarı çıkan kanın, beslenme veya enerji sağlama gibi bir amacı olmadığı için oruca herhangi bir zarar vermiyor. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, bu kanın ağız yoluyla vücuda alınmamasıdır. Örneğin, elden akan kanın farkında olmadan ağıza ulaşması durumunda, orucun bozulabileceği unutulmamalıdır.Parmak kanaması, genellikle küçük yaralanmalar nedeniyle meydana gelir ve oruç üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmaz. Ancak kanın ağız yoluna ulaşmamasına dikkat edilmesi gerekir. Örneğin, yemek yaparken ya da yüzünüze dokunduğunuzda kanın ağıza bulaşmasını engellemek önemlidir.Kol kanaması gibi vücuttan dışarıya çıkan kanlar orucu bozmaz. Bu tür kanamalar genellikle dışsal etkilerle ortaya çıkar ve vücuda besin ya da enerji sağlayıcı bir etkisi olmadığı için oruç üzerinde bir bozulma yaratmaz. Ancak kanama yoğun olduğunda, kişinin sağlık durumuna dikkat etmesi önem taşır.
Yoğun kan kaybı kişinin halsiz kalmasına neden olabileceğinden, böyle bir durumda tıbbi müdahale gerekebilir. Sağlık her zaman öncelikli olduğundan, yoğun kanama gibi durumlarda orucun bozulması gerekirse, bu oruç sonradan kaza edilebilir.

Son dakika haberi… Katar’ın başkenti Doha’da taraflar ve arabulucu ülkeler Gazze’de ateşkes sağlanması için görüşmeleri tamamladı. Taraflar arasında beklenen ateşkes anlaşmasına varıldı. İsrail kabinesi yarın anlaşmayı onaylamak için toplanacak. ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump da anlaşmaya dair ilk açıklamasını yaptı. Trump, “Rehineler en kısa sürede bırakılacak” dedi.

İsrail ve Hamas Gazze’de ateşkes metni konusunda anlaşmaya vardı.İsrail kabinesi yarın anlaşmayı onaylamak için toplanacak.Reuters haber ajansı anlaşmanın ayrıntılarını paylaştı. Buna göre ateşkesin devam ettiği her gün 50’si yakıt taşıyan 600 kamyon insani yardım Gazze’ye girecek. Kamyonların 300’ü şeridin kuzeyine gönderilecek. İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana gözaltında tutulan 19 yaş altı tüm Filistinli kadın ve çocukları birinci aşamanın sonuna kadar serbest bırakacak.Hamas ise anlaşmanın ilk gününde 3 rehineyi serbest bırakacak.Ayrıca ilk aşamada toplam 33 İsrailli rehine serbest bırakılacak.İsraı̇l her sı̇vı̇l rehı̇neye karşılık 30 her İsraı̇llı̇ kadın askere karşılık ise 50 Fı̇lı̇stı̇nlı̇ tutukluyu serbest bırakacak.
Bu da 1000’den fazla tutuklu filistinlinin serbest bırakılması anlamına geliyor.
Anlaşmanın ilk aşamasında İsrail güçleri Gazze’den kademeli olarak çekilecek ve yerinden edilmiş Filistinliler bölgeye geri dönecek.
Ateşkesin 16’ncı gününde tüm İsrailli esirlerin serbest bırakılması ve İsrail ordusunun tamamen çekilmesi amacıyla anlaşmanın sonraki aşamaları için görüşmelere başlanacak.Hamas, 7 Ekim 2023’te İsrail’in güneyine düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu’nda 250 kişiyi rehin almıştı.
Yaklaşık 100 İsrailli hala Gazze Şeridi’nde esir tutuluyor ve ordu bunların en az üçte birinin öldüğüne inanılıyor.
Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre ise İsrail’in misilleme saldırısında yarısından fazlası kadın ve çocuk olmak üzere 46 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti.Trump, Truth Social adlı sosyal medya platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, taraflar arasında anlaşmanın sağlandığını duyurdu.
Donald Trump, açıklamasında, “Orta Doğu’da esirler konusunda (Gazze’de ateşkes) anlaşma sağlandı. Kısa sürede serbest kalacaklar. Teşekkürler.” ifadelerini kullandı.
Trump, aynı hesabından daha sonra yaptığı yeni açıklamada, söz konusu ateşkes anlaşmasını, 5 Kasım 2024’teki başkanlık seçimlerini kazanmasına bağladı.
“Bu epik ateşkes anlaşması, yalnızca kasım ayında kazandığımız tarihi zaferin bir sonucu olarak gerçekleşebilirdi.” yorumunu yapan Trump, kendi yönetiminin “barış arayışında” olduğunu ve bunu, tüm dünyaya göstereceklerini belirtti.
Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’a ayrıca teşekkür eden Trump, “Gazze’nin bir daha teröristler için güvenli bir sığınak haline gelmemesi” için İsrail ve diğer müttefikleriyle yakın çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
İbrahim Anlaşmalarını daha da genişleteceklerini kaydeden Trump, “Bu, Amerika ve hatta dünya için gerçekleşecek harika şeylerin sadece başlangıcı.” değerlendirmesini yaptı.
Ateşkeste kendisinin payının “büyük” olduğunu savunan Trump, “Daha Beyaz Saray’a gelmeden bu kadar çok şey başardık. Beyaz Saray’a geri döndüğümde olabilecek harika şeyleri bir hayal edin.” ifadelerine yer verdi.

ŞOK market, 15-21 Ocak haftasında geçerli yeni indirimli aktüel ürünler kataloğunu resmi internet sitesi üzerinden duyurdu. ŞOK indirimlerini kaçırmak istemeyen ve ucuz yolla alışveriş fırsatını değerlendirmek isteyen vatandaşlar, ŞOK güncel indirimli aktüel ürünler kataloğunu araştırıyor. ŞOK’ta bu hafta birçok üründe yeni fırsat indirimleri yer alıyor. İşte 15-21 Ocak ŞOK markette bu haftanın indirimli ürünleri.

Kaymakam Adaylığı Giriş Sınavı’na başvurular başladı. ÖSYM’nin internet sitesindeki duyuruya göre, 2025 İçişleri Bakanlığı Kaymakam Adaylığı Giriş Sınavı (2025-Kaymakamlık), 23 Şubat’ta uygulanacak. Peki, Kaymakam Adaylığı Giriş Sınavı başvuruları ne zaman bitecek?

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı, 23 Şubat’ta yapılacak İçişleri Bakanlığı Kaymakam Adaylığı Giriş Sınavı’na başvuruların, 16 Ocak’a kadar yapılabileceğini bildirdi.Adaylar, başvurularını, ÖSYM Başvuru Merkezleri aracılığıyla, ÖSYM’nin “https://ais.osym.gov.tr” internet sitesinden veya ÖSYM Aday İşlemleri Mobil Uygulamasından yapabilecek.Sınava ilişkin ayrıntılı bilgiye, ÖSYM’nin internet sitesindeki 2025-Kaymakamlık Sınavı Kılavuzu’ndan ulaşılabiliyor.

İstanbul Valiliği sahte alkol ölümleriyle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, son 48 saatte toplam 66 alkol zehirlenmesi vakası meydana geldiği ve 23 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.

Geçen yılın son günlerinde ölümlerle gündeme gelen sahte içki üretimi ve satışı 2025’in ilk haftalarında da devam ediyor. Son 3 günde İstanbul’da sahte içki sebebiyle can kayıpları daha da arttı. 

İstanbul’un Güngören, Beyoğlu, Bakırköy ve Başakşehir ilçelerinde sahte içkiden zehirlenen birçok kişi hastanelere başvurdu.

İstanbul Valiliği, son 48 saatte toplam 66 alkol zehirlenmesi vakası meydana geldiğini ve 23 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Entübe edilen 32 hastanın tedavilerine ise yoğun bakım servislerinde devam ediliyor. 

Açıklamada, yıl başından bu yana hayatını kaybedenlerin sayısının 34’e çıktığı belirtildi. 

Valilikten yağılan açıklamada şöyle;

“13.01.2025 Pazartesi gününden bu yana İstanbul genelinde sahte alkol kullanımına bağlı olarak gelişen zehirlenme vakalarında ciddi oranda artış meydana gelmiştir. Son 48 saatte toplam 66 alkol zehirlenmesi vakası meydana gelmiş olup, zehirlenen şahıslardan 23’ü hayatını kaybetmiş, entübe edilen 32 hastanın tedavilerine ise yoğun bakım servislerinde devam edilmektedir. Tedavisi tamamlanan 3 kişi taburcu edilirken, 8 hastanın da tedavilerine normal servislerde devam edilmektedir. (01.01.2025 tarihinden bu yana İstanbul’da sahte alkol kullanımından dolayı 34 kişi hayatını kaybetmiştir) Sahte alkol üreterek ya da satarak onlarca vatandaşımızın ölümüne sebep olanların, insanlarımızı öldüren teröristlerden hiçbir farklarının olmadığını değerlendirmekteyiz. Maddi menfaatleri uğruna halkımızın hayatına kasteden alçaklara karşı verdiğimiz mücadele, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aralıksız devam edecektir. Emniyet, Belediye ve Tarım müdürlüklerimizin denetim ekipleri denetim çalışmalarını aralıksız devam ettirmektedir. Emniyet birimlerimiz bu kapsamda İstanbul genelinde birçok adrese operasyon düzenlemiş, operasyonlarda piyasaya büyük miktarda sahte alkol sürdüğü tespit edilen 6 şahıs gözaltına alınmıştır. Şahıslardan 2’si çıkarıldıkları mahkeme tarafından Kasten Adam Öldürme suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Şahıslardan 4’ünün ise emniyet işlemleri devam etmektedir.   01.01.2025 tarihinden bu yana yürütülen operasyonlarda 29 ton sahte alkole el konulmuş, sahte ya da kaçak alkol sattığı tespit edilen 64 işletme de ruhsatları iptal edilerek kapatılmıştır. İşletme yetkilileri hakkında başlatılan adli süreç ise devam etmektedir. 2024 yılında yürütülen operasyonlarda toplam 302 ton sahte alkole el konulmuştur. Vatandaşlarımızın kaçak ya da sahte alkole karşı azami hassasiyet göstermeleri, şüpheli durumları ise vakit kaybetmeden 112’ye ihbar etmeleri hayati önem taşımaktadır.”  

İstanbul Bağcılar’da girdiği evde 12 yaşındaki kız çocuğunu kaldırım taşıyla öldürüp, 5 yaşındaki kardeşini de yaralayan Zekeriya A. isimli katil zanlısının emniyetteki işlemleri tamamlandı. Zekeriya A. ilk sorgusunda aile ile daha önce tanıştığını, elektrik işi için eve geldiğini ve parasını istemesi üzerine küçük kızın kendisine bıçak çektiğini savundu. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlı tutuklandı.

Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince, 15 Temmuz Mahallesi 1487. Sokak’taki bir evde Suriye uyruklu M.S’nin yaşamını yitirdiği, kardeşi A.S’nin başından ve gözünden yaralandığı olaya ilişkin gözaltına alınan şüpheli Zekeriyya A’nın (51) emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Şüpheli, Bakırköy Adalet Sarayı’na sevk edildi.Savcılık ifadesinin ardından sulh ceza hakimliğine gönderilen Zekeriyya A, “çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundantutuklandı.Bağcılar’da, 13 Ocak günü 15 Temmuz Mahallesi 1487. Sokak’taki bir adrese ihbarı üzerine giden polis ekipleri, evde yalnız oldukları öğrenilen 12 yaşındaki Suriye uyruklu Meryem S.’nin yaşamını yitirdiğini, 5 yaşındaki kardeşi Ahmet S.’nin başı ve gözünden yaralandığını belirlemişti.
Yaralı Ahmet S. sağlık görevlilerinin müdahalesinin ardından Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılırken, Meryem’in cenazesi de özel bir hastanenin morguna kaldırılmıştı.Olayın ardından fenalaşan çocukların annesi G.S’nin, polis ekiplerine, evlerine kimliği belirsiz bir kişinin girerek çocuklarına taşla saldırdığını söylediği öğrenilmişti.
Yapılan araştırma sonucunda kimliği belirlenen şüpheli Zekeriya A. (51) düzenlenen operasyonda yakalanmıştı.Şüpheli ifadesinde, ölen M.S’nin ailesiyle daha önce tanıştıklarını, eve elektrik tamiratı için geldiğini, tamirat sonrasında istediği paranın verilmemesi üzerine kızın kendisine bıçak çektiğini öne sürdüğü öğrenilmişti.Öte yandan şüphelinin olaydan önceki gün eve misafirliğe gittiği ortaya çıkmıştı.
Olay günü, maktulün annesi G.S’nin (48) bir çocuğunu yanına alarak İl Göç İdaresi’ne gittiği, bu sırada eve gelen şüphelinin eldiven taktığı ve evdeki eşyaları dağıttığı belirlenmişti.
Hırsızlık ihtimali üzerinde duran ekipler, evde yaşanan boğuşma sırasında zanlının kaldırım taşıyla küçük Meryem’i öldürdüğünü, maktulün boynunda hafif bıçak izi olduğunu tespit etmişti.
Anne G.S’nin 4 çocuğu olduğu ve eşinin yurt dışında çalıştığı öğrenilmişti.

Çalışma ve Sosyal Güvenmlik Bakanı Vedat Işıkhan, bugün Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüştü.

Ankara’da bu akşam sürpriz bir görüşme gerçekleşti.

Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’la belediyelerin SGK borçlarına ilişkin görüşme gerçekleştirdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde yapılan ve yaklaşık 40 dakika süren görüşmenin ardından sosyal Bakan Işıkhan sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu.

Bakan Işıkhan, “Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki heyeti Bakanlığımızda kabul ettik. Yerel yönetimlerin sosyal güvenlik ve çalışma hayatıyla ilgili taleplerini dinledik. Nazik ziyaretleri için kendilerine teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.

“PAZARTESİ HEYET KURULACAK VE UZLAŞI İÇİN ÇALIŞMA YÜRÜTÜLECEK” İmamoğlu ise, Bakanlığın önünde bekleyen basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Belediyelerin SGK’ya olan borçlarının nasıl ödeneceğini el aldıklarını aktaran İmamoğlu, “Orta vadeli bir borçlanma, makul bir biçimde sürecin tariflenmesi gibi maddeleri kendileriyle paylaştık. Sağ olsun Sayın Bakanımız, Bakan Yardımcısı SGK Başkanı ve diğer yöneticilerin de olduğu ciddi bir heyetle bizi karşıladı. Karşılıklı görüş alışverişlerinde bulunduk. Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreterimiz ve bir kısım belediyelerden de takviye yapacağımız uzman dostlarımızın da katılacağı bir heyetle, büyük ihtimalle prensipte haftaya pazartesi itibariyle ‘bu uzlaşıyı nasıl sağlayabiliriz’in masası burada kurulacak. Bir çalışma yürütülecek.” dedi. “UMARIM SĞALIKLI BİR SONUÇ ALINIR” Görüşmede sundukları öneri hakkında bilgi veren İmamoğlu, “Kendilerine şunu ifade ettim; Uzun yıllardır var olan, partisine bakmaksızın farklı dönemlerde birikmiş bu borçların bir anda ödenebilmesinin mümkün olmadığını, bundan sonra da var olacak prim borçlarının, yeni artan rakamlarla birlikte prim rakamları da çok yükselecek, bütçe dengesi açısından belediyeleri zorlayacak, bu kapsamda sadece geçmişi değil önümüzdeki bir-bir buçuk yılı da ekonomik anlamda sıkıntılı olan bu dönemin aşılmasıyla ilgili ‘nasıl adımlar atılabilir’in de içine koyulduğu bir anlayışla görüşmelerin yapılması ve makul bir süre tanınıp belediyelerin başvurularının alınıp bu çerçevede en azından bir kalıbının bizim tarafımızdan da belediyeler sunulduğu bir biçimiyle duyurusunun yapılarak teşvik etmemizin iyi olacağını aktardık. Bu konuda bir karar birliğine vardık. Umarım pazartesi başlayacak olan bu çalışmalar sağlıklı bir sonuç verir” ifadelerine yer verdi. “ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI’NA BELEDİYELER BİRLİĞİ ADINA TEŞEKKÜR EDİYORUZ” Belediyelerin imkanları ölçeğinde farklı ödeme yöntemleri geliştirilebileceğini belirten Ekrem İmamoğlu, “Bu sonuçlar oluştuğu takdirde de kendileriyle prensipte anlaştık. Eğer uygun olurlarsa yine bir araya geliriz. Farklı argümanlar, farklı enstrümanlar da geliştirilebilir belediyelerin imkanlarına göre dedik. En küçük beldelerin daha farklı korunması gerektiğini, ilçelerin daha farklı korunması gerektiğini, bütçe ölçeğinde meseleye bakıp ödenebilir bir seviyeyle ele alınması gerektiğini de ifade ettik. Bu geniş kapsamlı, iyi niyetli masanın kurulmasından dolayı kıymetli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na Türkiye Belediyeler Birliği adına yürekten teşekkür ediyoruz.” diye konuştu. “MUHALEFET DEĞİL TÜM BELEDİYELER ADINA KONUŞTUK” Çalışmaların nasıl yürütüleceğine dair soruya yanıt veren İmamoğlu, “Pazartesi başlayacak. Hedef koyduk önümüzdeki hafta bitmesinin çok değerli olacağını ifade ettik. Şu anda bu yönüyle de çalışmalar sürecek. Tahminim önümüzdeki hafta sonuçlanır. Muhalefet belediyeleri adına değil tüm belediyeler adına konuştuk.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Güler, Şeybani’nin Ankara ziyareti dolayısıyla Dışişleri Bakanlığındaki 3+3 formatındaki toplantıya katıldı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğindeki toplantıda MİT Başkanı İbrahim Kalın ile Suriye’deki yeni yönetimin Savunma Bakanı Kasra ve Genel İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hattab da yer aldı.

Öte yandan, Bakan Güler, toplantının ardından Suriye’deki yeni yönetimin Savunma Bakanı Kasra ile ikili görüşme de gerçekleştirdi.

Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Suriye’deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani’nin Ankara ziyareti dolayısıyla Dışişleri Bakanlığındaki 3+3 formatındaki toplantıya katıldı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğindeki toplantıya MİT Başkanı İbrahim Kalın… pic.twitter.com/klka1OM8By

— T.C. Millî Savunma Bakanlığı (@tcsavunma) January 15, 2025

Bugün ne yapılabilir? Dolunay enerjisi devam ediyor. Bugünlerde evde ve ilişkilerimizde bizi test eden durumlarla karşılaşabiliriz. Özellikle kişisel açıdan önem taşıyan ya da gurur yaptığımız durumlar gündeme geliyor olabilir. Daha fazla denge ve uyuma ihtiyacımız olacak. Aslan burcundaki Ay aynı zamanda dikkat çekmek ve kişisel gücümüzü ortaya koymak konusunda dikkat çekebilir.

Nelerden kaçınmalı? Bugün işlerimiz çok hızlı ilerlemeyebilir. Özellikle birikmiş öfkeye ya da bizi tahrik edebilecek durumlara karşı daha akılcı ve sakin bir tavır içinde olmaya çalışalım. Günün geç saatlerinde kişisel konularda hayal kırıklığı yaratabilecek durumlarla karşılaşabiliriz.

Çift taraflı camlar, enerji verimliliği için oldukça işlevlidir. İç mekanın daha konforlu olmasını sağlar. Evlerimizdeki camlar genellikle çift cam olarak tasarlanır. Ancak zaman içerisinde bu camların arasında buhar biriktiğini fark edebilirsiniz. İşte aradaki buharı temizlemenin pratik yolu.