Diyabet, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek artan bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor.
Yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam ve stres gibi faktörler hastalığın görülme oranını artırıyor.
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Selin Yavuz, diyabet türleri, belirtileri ve önleme yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi.
Diyabet, insülin hormonunun yetersiz üretimi, etkisiz kullanımı veya her iki durumun bir arada bulunması sonucu ortaya çıkan bir metabolik hastalıktır.
Kan şekeri dengesinin bozulmasıyla karakterize olan bu durum, genetik yatkınlık, obezite ve çevresel faktörler gibi etkenlerle ilişkilidir.
Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde görülen Tip 1 diyabet, ani ve hızlı bir şekilde ortaya çıkar.
Bu hastalıkta vücut ya hiç insülin üretmez ya da çok az üretir. Tip 1 diyabetli bireylerin yaşam boyu insülin kullanmaları gereklidir.
Tip 1 Diyabetin Belirtileri: Aşırı susama, Ani kilo kaybı, Sık idrara çıkma, Aşırı açlık hissi, Sürekli yorgunluk.
Tip 2 diyabet ise genellikle 40 yaş üzerindeki bireylerde ortaya çıkar. Ancak obezite ve hareketsizlik gibi yaşam tarzı faktörleri nedeniyle gençlerde de görülme sıklığı artmaktadır. Bu tür diyabet, insülin direnci veya karaciğerin aşırı glikoz üretimiyle ilişkilidir.
Risk Faktörleri: Ailede diyabet öyküsü bulunması, Vücut kitle indeksinin (BMI) 25’in üzerinde olması
4 kg’dan ağır bebek doğuran kadınlar
Kronik stres altında yaşamak
Tip 2 Diyabetin Belirtileri: Sürekli yorgunluk hissi, Yaraların geç iyileşmesi, Ellerde ve ayaklarda uyuşma, Aşırı susama ve sık idrara çıkma, Ağız kuruluğu, Hamilelikte Diyabet (Gestasyonel Diyabet)
Gebelik sırasında ortaya çıkan gestasyonel diyabet, doğum sonrası genellikle kaybolsa da, Tip 2 diyabete dönüşme riski oldukça yüksektir.
Gestasyonel diyabet geçiren kadınların ilerleyen yıllarda diyabet geliştirme oranı, normal popülasyona kıyasla üç kat daha fazladır.
Diyabet teşhisi, genellikle kan şekeri ölçümleriyle yapılır. Açlık kan şekeri (AKŞ) 126 mg/dl’nin üzerinde olan bireylerde diyabet tanısı konur. Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT) ve idrarda şeker kontrolü gibi testler de teşhis sürecinde uygulanabilir.
Dyt. Selin Yavuz’a göre, diyabet yönetiminde diyetisyenlerin rolü hayati öneme sahiptir. Diyabetli bireyler için kişiye özel beslenme planları oluşturarak kan şekerinin dengede tutulmasını sağlamak, diyetisyenlerin temel görevlerindendir.
Beslenmede Dikkat Edilmesi Gerekenler: Karbonhidrat alımı bireyin ihtiyacına uygun şekilde düzenlenmeli. Lif oranı yüksek besinler tercih edilmeli. Basit şeker tüketimi minimum seviyede tutulmalı. Dengeli porsiyonlarla beslenilmeli.
Diyabetin önlenmesi ve yönetimi için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek büyük önem taşıyor. Düzenli egzersiz yapmak, kilo kontrolü sağlamak ve dengeli beslenmek diyabet riskini azaltmanın en etkili yollarından biri.