Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen Uluslararası Nükleer Hukuk Birliği (INLA) Genel Kurulu’nda, Türkiye’den avukat ve iş insanı Abide Gülel dördüncü kez yönetim kurulu üyeliğine seçildi.
Brüksel merkezli INLA’nın, Lukasz Mlynarkiewicz başkanlığında gerçekleşen kongresi, dünya genelinde nükleer hukukun önemli temsilcilerini bir araya getirdi.
Yeni dönemde INLA başkanlığına ise, 550’den fazla avukatın çalıştığı Burges & Salmon Hukuk Bürosu’nun ortağı Lan Salter getirildi.
INLA Yönetim Kurulunda Türkiye’den Temsilci
INLA yönetiminde Türkiye ile birlikte Kanada, Amerika, Fransa, İngiltere, İspanya, Almanya, Finlandiya, Meksika, Polonya, Japonya, Macaristan, Belçika, Hindistan, Arjantin ve Avusturya gibi birçok ülkenin temsilcisi yer alıyor.
Nükleer Enerji Ajansı ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı gibi nükleer sektörde faaliyet gösteren global kurumlar da INLA’nın yönetim yapısında bulunuyor. Gerçek ve tüzel kişi üyelerle güçlendirilmiş olan INLA, nükleer hukuk alanında pek çok önemli faaliyeti yürütüyor.
INLA’nın Çalışma Alanları
1970 yılında kurulan Uluslararası Nükleer Hukuk Birliği (INLA), nükleer güvenlik, sorumluluk, sigorta, nükleer ticaret, radyasyondan korunma, atık yönetimi, nükleer emniyet ve nükleer madde taşımacılığı konularında çalışıyor.
INLA, nükleer hukukun küresel ölçekte gelişimini desteklerken, uluslararası iş birliğini teşvik ediyor ve bu alandaki yasal düzenlemelerin güçlendirilmesine katkı sağlıyor.
Abide Gülel’in INLA’da Dördüncü Dönemi
Türkiye’nin nükleer hukuk alanındaki önemli temsilcilerinden biri olan Abide Gülel, INLA yönetim kurulunda dördüncü kez yer alarak, Türkiye’nin uluslararası nükleer hukuk platformundaki etkinliğini sürdürüyor.
Gülel, bu göreviyle nükleer güvenlik ve yasal düzenlemeler alanında ülkesini temsil ediyor ve küresel nükleer hukuk standartlarının gelişimine katkıda bulunuyor.
Abide Gülel’in yeniden yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi, Türkiye’nin nükleer hukuk alanında uluslararası arenadaki etkinliğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Bu gelişme, Türkiye’nin nükleer güvenlik ve düzenlemeler konusunda gelecekteki iş birliği alanlarını genişletme potansiyeline de dikkat çekiyor.