Toplu taşıma harcamaları Türkiye’ye yaşayanların yüzde 52’sine az ya da çok yük getiriyor.
Hane halklarının yüzde 5,3’i toplu taşıma harcamasının çok yük getirdiğini, yüzde 46,7’si ise biraz yük getirdiğini belirtiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılı “hizmetlere erişim ve ayrımcılık” çalışmasının sonuçları açıklandı.
Buna göre, hanelerin yüzde 7,8’i en az bir üyesinin uzun dönemli fiziksel veya zihinsel hastalık, sakatlık veya yaşlılık nedeniyle sağlık ve evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duydu.
Sağlık ve evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan hane halklarının yüzde 9,6’sı, bu fert/fertlerin bakımı için profesyonel sağlık ve bakım hizmeti veren kişilerden, hane tarafından ödenmese dahi evde ücret karşılığı bakım hizmetlerine erişebildi.
Sağlık ve evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan hane halklarının yüzde 90,4’ü ise evde sağlık ve bakım hizmeti alamadı.
Çocuğa bakım
Zorunlu eğitim faaliyeti dışında uzmanlaşmış bir kişi veya kurumdan alınan bakım hizmetine veya bu bakım hizmetinden faydalanıp daha fazlasını almaya ihtiyaç duyan 0-12 yaş arasındaki çocukların oranı yüzde 1,5 olarak tahmin edildi.
Uzmanlaşmış bir kişi veya kurumdan alınan bakım hizmetine ihtiyaç duyan bu çocukların yüzde 74,7’si maddi yetersizlik, yüzde 21,4’ü hizmet alınacak yerin koşulları ile uyumsuzluğu, yüzde 3,9’unun ise diğer nedenlerle bakım hizmetine ulaşamadığı tespit edildi.
Toplu taşıma harcaması yük
Son 12 ay içerisinde toplu taşıma harcamalarının haneye getirdiği yük incelendiğinde; hane halklarının yüzde 5,3’üne toplu taşıma harcamasının çok yük getirdiği, yüzde 46,7’sine ise biraz yük getirdiği görüldü. Buna göre hanelerin yüzde 52’si için toplum taşım harcaması az ya da çok yük getiriyor.
Hanelerin yüzde 33,6’sına ise yük getirmediği görüldü. Hane halklarının yüzde 14,4’ünün toplu taşıma harcaması olmadı.
Kamu hizmeti alırken ayrımcılık
Son 12 ay içerisinde 15 ve daha yukarı yaştaki fertlerden, herhangi bir kamu kurumunda veya kamu hizmeti alırken (yüz yüze, telefon veya e-posta) bir kez bile olsa ayrımcılık hissedenlerin oranı yüzde 2,4 oldu.
Son beş yıl içerisinde konut kiralamaya veya satın almaya çalışırken ayrımcılığa uğradığını hissedenlerin oranı ise yüzde 1,1 olarak tahmin edildi.
Son 12 ay içerisinde ebeveyn/veli veya öğrenci olarak bir eğitim kurumundan biri ile iletişim kurarken ayrımcılığa uğrayanların oranı yüzde 0,8, kamusal alanlarda (alışveriş merkezi, kafe, restoran vb.) veya eğlence/spor tesislerini kullanırken ayrımcılığa uğradığını hissedenlerin oranı ise yüzde 0,6 oldu.